İstanbul, 2023 yılı içinde yaşanan depremlerle yine sarsıldı. Son olarak, geçen hafta meydana gelen ve kenti etkisi altına alan 5.7 büyüklüğündeki deprem, birçok binada hasara yol açtı. Ancak bu hasarlardan biri, beklenmedik bir şekilde, ilgili otoritelerin gerekli önlemleri almadığını gözler önüne serdi. Hasar alan bir bina, tamir edilmeye çalışılmadan, üstelik yüksek bir gürültüyle çöktü. Bu olay, hem profesyonelleri hem de vatandaşları derin bir endişeye sevk etti. İstanbul'un deprem riski taşıyan bir şehir olduğu herkesçe bilinirken, çöken bu bina, herkesin güvenliğinin bir kez daha sorgulanmasına neden oldu.
Geçtiğimiz hafta, İstanbul'un Beşiktaş ilçesinde yaşanan bu çökme olayı, deprem sonrası hafif hasar almış olan bir yapının tedbir alınmaksızın boşaltılmasının ardından gerçekleşti. Olayın yaşandığı sırada çevrede bulunan halk büyük bir şok yaşadı. İlk anda kimsenin yaralanmadığı bilgisi verilse de, çevredeki vatandaşlar büyük bir paniğe kapıldı. Olayın ardından itfaiye ve sağlık ekipleri hızla olay yerine intikal etti. Çöken binanın yakınlarda başka yapılar bulunması, arama-kurtarma operasyonlarının zorluğuna neden oldu.
Uzmanlar, çöken binanın durumunu değerlendirirken, İstanbul’un zemin yapısının ve yapı standartlarının önemine dikkat çekti. Uzman inşaat mühendisleri, deprem sonrası kontrol edilmesi gereken binaların, gözden geçirilmeden bırakılmaması gerektiğinin altını çizdi. Kentin birçok yerinde yetersiz yapı denetiminin olduğu ve eski binaların güvenlik standartlarına uymadığı biliniyor. Bu olay, sadece bir bina ile sınırlı kalmayıp, İstanbul genelinde deprem güvenliği tartışmalarını yeniden alevlendirdi.
İstanbul Büyükşehir Belediyesi, sarsıntının hemen ardından zarar gören binalar için havadan inceleme yaparken, geçirilen hasar tespit çalışmaları hâlâ devam etmekte. Ancak bu durum, kentte uzun süredir devam eden altyapı eksiklikleri ve yetersiz denetim uygulamalarının gözler önüne serilmesine neden oldu. Çoğu vatandaş, deprem sonrası binaların acilen kontrol edilip onarılması gerektiğini savunuyor. Şimdi, İstanbul'un depreme dayanıklılığı hakkında ciddi bir değerlendirme yapılması gerekliliği herkesin üzerinde hemfikir olduğu bir konu.
Olay sonrası yetkililerin yaptığı açıklamalara bakıldığında, İstanbul'daki birçok binanın tehlike altında olduğuna dair ciddi uyarılar ve tespitler mevcut. Bu durum, inşaat sektörünün daha düzenli ve denetimli bir yapıya kavuşturulmasını zorunlu kılmakta. 2023 yılındaki depremler, İstanbul'un ünlü tarihi yapılarının yanı sıra, modern binalarını da tehdit altına alıyor. Deprem kuşağında yer alan bir şehirde, bu kadar büyük maddi hasarın yaşanması, insanların güvenliğini de tehlikeye atmakta.
Sonuç olarak, İstanbul'da yaşanan bu bina çökme olayı, yalnızca bir inşaatın çökmesi değil, aynı zamanda bir kenttin deprem güvenliği açısından ne kadar hazırlıksız olduğunu gözler önüne seriyor. Bu tür olayların tekrarlanmaması için, yetkililerin acil önlemler alması ve vatandaşların da kendi binalarının güvenliğini sorgulaması gerekmektedir. Deprem, ne zaman geleceği belli olamayacak bir gerçeklik; dolayısıyla alınacak önlemler, hem hayat kurtarma açısından, hem de maddi kayıpları azaltma açısından hayati önem taşıyor.
İstanbul'da meydana gelen bu olay, bir kez daha bize hatırlatıyor ki; güvenli bir yaşam için yapısal güvenlik öncelikli olmalı ve her birey, kendi çevresinin güvenliği için gerekli uyarıları yapmakla yükümlü. Bu bağlamda, Mehmet Ali Aydın, İstanbul Teknik Üniversitesi'nden bir uzman, "Her birey yaşadığı çevredeki yapılarının güvenliğine dikkat etmelidir. Devletin yapısı konusunda gösterdiği çabalar da asla göz ardı edilmemelidir," ifadelerini kullanarak, bu konunun ciddiyetini vurguladı.