El Salvador, son yıllarda yaşadığı içsel krizler ve ekonomik zorluklar nedeniyle binlerce göçmenin göç yollarını seçmesine neden oldu. ABD’ye ulaşmak isteyen birçok El Salvadorlu göçmen, yola çıktıklarında karşılaştıkları zorluklar nedeniyle “cehennem” benzetmesini yaparak durumu tasvir ediyorlar. Ülkede yaşanan siyasi istikrarsızlık, şiddet ve yoksulluk, pek çok insanı yılda bir milyondan fazla insanın ülkeden ayrılmaya zorlandı. Ancak buradaki göçmenlerin yaşayacağı zorluklar, sadece El Salvador’a özgü değil, aynı zamanda göç ettikleri ülkede de karşılaşacakları sorunlarla bağlantılıdır. İşte bu noktada, ABD'nin göçmen politikaları kritik bir rol oynamaktadır.
El Salvador, Orta Amerika'nın en tehlikeli ülkelerinden biri olarak gösterilmektedir. Bu durum, 12 yıllık iç savaşın ardından ortaya çıkan siyasi belirsizlik, yoksulluk ve yeraltı suç gruplarının etkisiyle daha da derinleşmiştir. Ülkede ciddi bir güvenlik sorunu mevcut; sadece sokaklarda değil, aynı zamanda bireylerin sosyal hayatlarında da etkilerini hissettirmektedir. İnsani krizin yaşandığı bölgede, sağlık hizmetlerine erişim ve eğitim gibi temel ihtiyaçlar bile karşılanamaz hale gelmiş durumda. Bu koşullar altında birçoğu, hayatlarını riske atarak göç etmeyi tercih ediyor. Cehennem benzetmesi, bu insanların ödedikleri bedelleri, yaşadıkları zorlukları ve maruz kaldıkları trajedileri çok iyi yansıtan bir tabir olarak öne çıkıyor.
ABD, uzun yıllardır Orta Amerika ülkelerinde politikalarını sürdürmektedir fakat bu ülkelerdeki göçün nedenleri üzerine yeterince derinlemesine düşünülmediği sıkça eleştirilmektedir. El Salvador’daki göçmenler, genellikle ABD’ye ulaşma umuduyla yola çıkıyorlar ama çoğu için bu yolculuk, yetersiz destek ve yükselen ayrımcı söylemlerle dolu. Ülkede daha iyi bir yaşam umuduyla yola çıkan birçok insan, ABD sınırında karşılacakları zorluklardan habersizdir. ABD’nin göçmenlere yönelik sert politikaları, çoğu zaman bu insanların hayatta kalmasını daha da zorlaştırıyor. Devletin uyguladığı sıkı sınır kontrolleri ve deportasyon uygulamaları, göçmenlerin geri dönüşlerini ya da yeniden yola çıkmalarını engelliyor. Bunun sonucunda, birçok kişi göç etmenin çok zor ve tehlikeli bir karar olduğunu bir kez daha anlayarak, cehennemin tam ortasında kalıyorlar.
El Salvador’un yaşadığı kriz artık sadece bu ülkenin sorunu olmaktan çıkmış durumda. ABD’nin uyguladığı göçmen politikaları, Orta Amerika’daki adaletsizliklerle birleşince çok daha büyük bir göçmen dalgasının söğütlerini yeşertiyor. Uluslararası yaşanan bu kriz karşısında, gelen her insana bir insan olarak değil, sadece bir rakam olarak bakan politikaların ortadan kaldırılması gerektiği aşikârdır. El Salvador’daki bireylerin yaşamlarını yeniden inşa edebilmesi için, tüm uluslararası toplumun bu konuda ortak bir sorumluluk alması gerekmektedir. Bu, sadece bir ülkenin sorunu değil, tüm insanlığın ortak sorunudur.
Sonuç olarak, El Salvador’daki göçmenlerin yaşadığı cehennem koşulları, sadece yoksulluktan ya da politik krizlerden kaynaklanmıyor. Aynı zamanda bu durum, ABD’nin dış politikasıyla ve göçmenlere yönelik tutumuyla da ilişkilidir. Bu nedenle, yalnızca göçmenlerin yaşadığı ülkelerin değil, aynı zamanda yurtları olan ülkelere de önemli görevler düşüyor. İnsanların başkalarının insani krizlerine duyarsız kalamayacakları gerçeği, daha adil bir dünya için her birey tarafından benimsenmelidir. Geri dönüş yolları ve göçmen politikaları üzerinde daha fazla düşünülmesi, El Salvador'un cehenneminden kurtulmak için atılacak en önemli adımlardan biri olacaktır.